KİLO VERMEKTE ZORLANIYOR MUSUNUZ?
- Diyetisyen Ezgi Eskiocak Yunus
- 8 Ara 2020
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Ara 2020

Sağlıklı bir şekilde diyet yaptığınızdan eminsiniz, aynı zamanda düzenli bir şekilde fiziksel aktivitenizi de yapıyorsunuz. Ne yaptıysanız da tartıya çıktığınız zamanlarda bir türlü sizi sevindirecek bir rakamla karşılaşamıyor musunuz? O halde belki de vücudunuzda ters giden bir şeyler vardır. Gelin kilo verme mekanizmamıza etki eden
dört önemli faktörü birlikte inceleyelim.
1- D vitamini eksikliği
D vitaminin D2 ve D3 olmak üzere iki formu vardır. D2 formu besinsel kaynaklar ile aldığımız, D3 formu ise direk güneş ışığı ile aldığımız vitamindir. Bizim asıl ihtiyaç duyduğumuz D3 formudur.
D vitamininin yaklaşık olarak %90’ı güneş ışınları ile sentezlenir. Küçük bir kısmı ise besinsel yollarla vücuda alınır.
D vitamini açısından zengin besinler
Yağlı balık türleri (somon, sardalya v.b)
Süt
Yumurta sarısı
Tereyağı
Tatlı patates
Brokoli
Maydanoz
Mantar

Fakat hiçbir besin maddesi tek başına D vitamini sentezlemek için yeterli değildir. Güneş ışınlarının dik olduğu saatlerde, 15 dakika kadar koruyucu krem olmadan yürüyüş yapmak veya güneşlenmek D vitamini alımı açısından önem arz etmektedir.
D vitamini eksikliği kilo vermeyi zorlaştırabilir
Yapılan bazı çalışmalar sonrasında D vitamini eksikliği ile obezite arasında bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Yapılan bir çalışmada obez bireylerde, sağlıklı kilosunda olan bireylere göre %35 daha fazla D vitamini eksikliği gözlenmiştir.
Yapılan bir diğer çalışmada ise D vitamini eksikliği, Tip-2 Diyabet (şeker hastalığı) ile ilişkilendirilmiştir. D vitamini eksikliğinde insülin direnci artmakta, artan insülin direnci de bel çevresinde yağlanmaya sebep olmaktadır. D vitamini, dolaylı şekilde insülin üretimine katkı sağlar ve diyabet riskini azaltmaya yardımcıdır.
2- Demir eksikliği
Demir, vücudumuz için oldukça önemli bir mineraldir. Hemoglobin; alyuvar adındaki kan hücrelerine kırmızı rengini verir ve hemoglobin, yapısında demir içermektedir. Alyuvarlar, akciğerlerden oksijeni alıp diğer dokulara taşıma konusunda oldukça önemlidir. Kandaki demir oranı azaldığı zaman buna bağlı olarak alyuvar üretimi de azalır ve vücuttaki diğer dokulara taşınan oksijen miktarı da azalmış olur. Dokulara yeterince oksijen taşınmadığında kişinin metabolizması yavaşlamaktadır. Demir eksikliği aynı zamanda hormonal düzensizliğe yol açar ve bu durum da dolaylı yoldan kilo almanızı etkiler.

Kontrol altına alınmayan demir eksikliği halsizlik, güçsüz bağışıklık sistemi, odaklanma problemi ve depresyon gibi sorunlara yol açmaktadır. Demir, vücutta üretilemediğinden besinler yolu ile dışarıdan alınması gereken bir mineraldir. Bireyler, kaliteli demir kaynağı olan besinleri düzenli olarak tüketmeli ve muhakkak günlük beslenme düzenlerine demirden zengin besinleri eklemelidir.
Demir açısından zengin besinler
Kuru meyveler (kuru kayısı, kuru üzüm v.b)
Yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı v.b)
Karaciğer
Kırmızı ve beyaz et
İyi pişmiş kurubaklagiller
Pekmez
Yapılacak en doğru davranışlardan biri; demir içeriği zengin besinleri, C vitamini içeren besinlerle birlikte tüketmektir. Aynı zamanda kafeinli içecekler, süt ve kepek bağırsaklarda demir emilimini azaltmaktadır.
Örneğin;
Kahvaltıda, yumurta ile birlikte C vitamini yönünden zengin yeşil yapraklı sebzeler tüketilebilir.
Kahvaltılarda çay yerine portakal suyu tercih etmek de yardımcı olacaktır.
Etin yanında muhakkak bol limonlu salata tüketilmelidir.
Ispanak tüketirken yanında yoğurt yemekten kaçınılmalıdır.
3- İnsülin direnci

İnsülin, pankreastan salgılanan bir hormondur. İnsülin direncinde vücut yeterince insülin salgılayabilir, fakat bu insülini etkili bir şekilde kullanamaz. Bu durumda hücre içine glikoz giremez ve vücut glikozu kullanamayınca kandaki glikoz değeri yükselir. Böylece insülin direnci oluşmuş olur. İnsülin direnci geliştiği zaman kas, yağ ve karaciğer hücreleri; glikozu hücre içine alamadığından daha fazla insüline ihtiyaç duyulur.
Pankreasın içerisinde bulunan beta hücreleri, artan insülin ihtiyacını karşılamak için daha fazla insülin salgılamaya başlar. Pankreastaki beta hücreleri daha fazla insülin salgılayabildiği sürece, insülin direnci olan kişinin kan glikoz düzeyi sağlıklı bir insanda olması gereken seviyede kalır. Fakat zamanla beta hücreleri, artan insülin ihtiyacını karşılayamaz hale gelir. Böylece diyabet hastalığı kademeli olarak oluşmuş olur.
Obezite ve fiziksel aktivite eksikliği insülin direncini etkileyen birincil koşullardandır. İnsülin direnciniz var ise muhakkak kilo vermeniz gerekmektedir. İnsülin direncine sahip kişilerin kilo verme mekanizması da bu durumdan olumsuz etkilenmektedir ve bu kişilerin kilo vermesi daha zordur. Fakat insülin direncine sahip kişilere uygun doğru bir beslenme programı ile elbette kilo vermeleri mümkündür. Doğru diyet programının yanına muhakkak fiziksel aktivite eklenmelidir. Günde yaklaşık yarım saat yapılan tempolu yürüyüş kan glikoz seviyesinin düşmesine ve zayıflama mekanizmasına yardımcı olacaktır.
4- Tiroit bezi
Tiroit; boyun bölgesinde, soluk borusunun ön tarafına konumlanmış bir salgı bezidir. Tiroit bezinin görevi, besinler yolu ile vücuda alınıp depolanan iyodu kullanarak T3, T4 ve kalsitonin hormonlarının salgılanmasını sağlamaktır. Tiroit bezine bağlı pek çok hastalık bulunmaktadır.

Başlıca tiroit hastalıkları;
Hipotiroit ve Hipertiroit (Tiroit bezlerinin az veya çok çalışması)
Guatr (Tiroit bezinin büyümesi)
Nodül adında yumruların oluşmasıdır.
Tüm dünyada en önemli tiroit sorunu, iyot eksikliğine bağlı gelişen guatr hastalığıdır. Özellikle çocukluk çağında görülen iyot eksikliği çocuklarda boy kısalığı ve zeka geriliği gibi ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Dünyada, tiroit ile ilgili hastalıklar kadınlarda daha fazla görülmektedir. Bunun sebebinin östrojen hormonu olduğu söylenmektedir. Tiroit kanseri 30-50 yaş arası kadınlarda en çok görülen kanser türüdür.
Hipotiroit (tiroit bezinin az çalışması) sorunu olan bireylerde metabolizmada yavaşlama meydana gelmektedir. Tiroit hormonları kişinin bazal metabolizma hızını belirlemektedir. Sonuç olarak hipotiroit sorunu yaşayan kişiler kilo vermekte zorlanmaktadırlar. Aynı zamanda tiroit hormonları açlık hissiyle direk bağlantılıdır. Tiroit hormonlarının salgılanmasında oluşan problemle birlikte kişi doygunluk hissine erişememekte ve ihtiyacından daha fazla besin tüketmektedir.
Doktorunuzun yapacağı basit bir kan tahlili ile tiroit bezlerinizi kontrol ettirip, bir aksaklık olduğu takdirde bir beslenme uzmanının da yardımıyla doğru diyeti uygulamalısınız..
Doğru diyet programı ve sağlıklı bir yaşam tarzı ile birlikte kilo vermeyi kolaylaştırabilirsiniz.
Comments